Jeolojik Miras: Tanım, Dünya ve ülkemiz için kısa bir tarihçe
Jeoloji ve Jeomorfoloji bilimlerinin konusunu oluşturan malzeme, şekil ve süreçler 90’lı yılların başından itibaren –bu bilimlerin geleneksel etkinlik alanlarının dışında- giderek artan bir ilgiyle karşılaşmışlardır. Daha önceleri tekil, sistematik olmaktan uzak, daha çok eğitsel gereçlerin korunmasını kapsayan bu ilgi o tarihten sonra daha sistematik, bütüncül ve ontolojik bir hal almaya başladı (Çizelge 1). Bu yeni dönemin muştulayıcısı, 1991 yılında Fransa’nın güneyindeki Digne-les-Bains kentinde UNESCO çatısı altında yapılan bir toplantıdır. Digne Bildirgesi olarak bilinen bu toplantının sonuç bildirgesi (Çizelge 2), ontolojik gerekçelerle, Yer tarihinin geçmişinin mirası olan ögelerin korunması gerekliliğini romantik, alışılmamış bir tarzda ifade eder, ve ulusal ve uluslararası kuruluşları onları korumak üzere göreve davet eder. 90’lı yıllar bir sivil toplum örgütü olarak Avrupa’da jeolojik mirası korumayı hedefleyen ProGeo’nun kurulması ve başka tekil ulusal girişimlerle geçer. Yeni bin yılla birlikte jeolojik koruma ve miras çalışmaları çeşitlenmiş, standartlar üzerinde daha fazla kafa yorulmuş ve giderek daha fazla uluslararası kimliğe bürünmüştür.
Ülkemizde Jeolojik Miras Çalışmaları 1990’ların sonlarında iki bağımsız koldan filizlenmiştir. Bunlardan ilki, 1996’da başlayan, Doğa ve Çevre Derneği’nin öncülük ettiği, Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve MTA Genel Müdürlüğü’nün de içinde yeraldığı TUJEMAP (Türkiye Jeolojik Miras Ulusal Envanteri Projesi) girişimidir. Bu projenin yönetsel modelini; (1) Saha araştırmaları, (2) Teklif raporlamaları ve (3) Seçiciler kurulu incelemesi ve sonrasında (4) İlan aşaması oluşturmaktaydı. TUJEMAP girişimi kapsamında Gümüşhane, Trabzon, Eskişehir, Mersin, Kula ve Sivas Bölge toplantıları gerçekleştirilmiştir. Bu süre zarfında TÜJEMAP bölge toplantıları kapsamında da ele alınan Kula Volkanik Alanı’nın bir Jeopark olması teklifi Avrupa Jeopark Ağı’a iletilmiş ve kabul görmüştür. Ancak, zamanla TUJEMAP protokolü Milli Parklar Genel Müdürlüğü nezdinde yeterli işlevselliğe kavuşturulamamıştır; sonrasında, çalışmalar MTA Genel Müdürlüğü’nde Jeoloji Araştırmaları Dairesi’nin bir koordinatörlüğü seviyesinde yürütülmeye devam ettirilmiştir.
JEMİRKO akademik kanallardan beslenerek varlığını günümüze kadar başarıyla sürdürmüştür. Bu yapı, Ankara Üniversitesi’nde aynı adlı bir öğrenci topluluğu olarak 1997’de ortaya çıkmış, 1999’da akademisyen ve kamu kurumlarından ilgilerin katıldığı bir toplantıyla gelişmiş ve 2000 yılında dernekleşmiştir.
Bugün gelinen noktada Jeolojik Miras konusu, özellikle belediyelerin ve valiliklerin Jeo-turizm eksenli talepleriyle hatırı sayılır bir jeolojik pazar olma yolundadır.