Peki, bütün Gölbaşı Havzası 60 bin yıldır kuzeydeki Ankara Çayına boşalıyorken Ankara’nın gerdanlığı bu iki göl nasıl ve ne zaman oluştu?
Bunu ortaya çıkarmak için şimdi su üstünde bulunan 3 noktada sondaj çalışmaları yürüttük:
- Mogan Gölü’nün kuzey ucunda
- Eymir Gölü’nün güney ucunda
- Eymir Gölü’nün kuzey ucunda ODTÜ Fidanlığı içinde. (Şekil 5)
Bir sondaj makinası ile yerin altından çıkarılan sütun şeklindeki kayaç örneğine karot denir. Yapılan sondajlardan aldığımız karotların incelenmesi göstermektedir ki; bugün göllerin de içinde bulunduğu çukur alanda 30-40 m kalınlığında yumuşak gölsel çökeller bulunmaktadır. Bundan sonra sondajlarımız vadinin tabanını oluşturan daha yaşlı kayaçlara (birkaç milyon yıl yaşındaki çakıltaşı/çamurtaşlarına ya da Triyas yaşlı şistlere) girmiştir. Yumuşak çökellerin her seviyesinden aldığımız örneklerde akarsularda yaşamayan, ancak durgun su kütlesinde (göl) bulunan bazı ostrakod ve alglerden su şamdanlarının fosillerine rastladık. Bu veri bize, akarsular aşındırmayı sürdürürken, kısa sürede göllerin geliştiğini, akarsuyun yatağında tortul biriktirmeye bile fırsat bulamadığını göstermektedir. Ayrıca, göllerin hiç bir zaman uzun süre kurumadığını da anlıyoruz. Eğer göller kuruyup ortadan kalksaydı sedimanların içinde gölsel fosiller bulamayacaktık.
Bir göl çeşitli şekillerde oluşabilir. Fay hatları akarsu yataklarını öteleyerek tıkayabilir; vadi yamaçlarında oluşmuş heyelanlar vadilerin önünü kesebilir. Benzer şekilde volkan patlamaları krater denen, suyla dolarak göle dönüşen çukurlar açabilir, ya da lavlar bir vadiyi tıkayarak suyun göllenmesine yol açabilir. Acaba Gölbaşı’nda bunlardan hangisi gerçekleşmiştir?
Aşağıdaki haritaya dikkatle bakacak olursak, ana vadiye doğu ve batıdan kavuşan irili ufaklı dereleri görüyoruz. Bu derelerin en uzunları Gölbaşının doğusundaki Sukesen Deresi ile Eymir Gölü kuzeyindeki Alicin Deresi’dir. Günümüzde bu derelerin getirdiği tortullar göllerin kenarında iki büyük delta oluşturmaktadır. Gölbaşı ilçesi Sukesen Deresi’nin deltası üzerine kurulmuştur. Öyle anlaşılmaktadır ki, geçmişte bu iki yan derenin getirdiği tortullar ana akarsu tarafından alınıp kuzeydeki Ankara Çayı’na taşınabilirken, yağışların azalması yüzünden artık taşınamaz olmuş ve vadinin içinde birikerek iki ayrı set oluşturmuştur. Peki, bu olay ne zaman meydana gelmiştir? Projemiz kapsamında yapılan Mogan ve Eymir sondajlarında kesilen ilk gölsel çökeller içinden alınan kömürleşmiş bitki kırıntılarının radyokarbon analizi Mogan Gölü’nün günümüzden 7940 yıl önce, Eymir Gölü’nün ise günümüzden 7470 yıl önce oluştuğunu göstermektedir (Şekil 6).